8 Nisan 2014 Salı

cennet-cehennem üzerine (mea culpa, mea culpa!)

















elis'le yollarımızı ayırmıştık.


bazen buğulu rüyalar bazen bir görünüp bir kaybolan gölgeler gibi gelip gitmekteydi gecenin içinde. uykulu gözlerle gündüze gülümsetirdi bazen.


soluk benizli çocuklar kapısının önünde "me culpa me culpa" diye şarkı söylemekteydiler. defalarca kapısının önündeki ayrık otlarını temizlemiş, temizlemiş, temizlemişti. ertesi sabah kalkıp onları tekrar orada bulana dek...

"bu yıl bahar geç gelecek" demişti iç çekerek.

*                                                                          *                                                           *

ilk defa yenilmiştim. ve hayatımda ilk defa düzelmek istiyordum.

bir dilek tutup cenneti beklemiştim. cennet insanlara kendini her zaman olduğu gibi göstermezdi. anlamıştım cennet dileğime ulaşmak için yürüdüğüm yoldu. dileğimse ona ulaşmak için gittiğim yolda gördüklerimdi
.


*                                                                        *                                                            *
yola oyun arkadaşınla devam etmeyi istemekle ayrılıktan kaçmak arasında ince bir çizgi vardı. kaçak olansa çabuk lanetlenirdi elis....

*                                                                       *                                                              *


soluk benizli çocukların şarkıları şarkılarımızdır artık sonsuzluğa giden.

çocukların evinin etrafında, orada burada, kapında ağlamasını durdur elis! dinliyormuş gibi yapma. ikimiz de biliyoruz sen sağır bir gezegensin artık.

bu yolda tümden delirmek gerekir bazen ya da büsbütün akıllanmak.
şimdi sorsan lanetlediğim tüm yolları seve seve yine yürürüm.
çünkü yolda gördüklerim benim cennetimdir.
aynı yolu iki kere yürümek cehennem.
yolun bundan sonrasına tek başıma devam edeceğim.
ben yalnız yürüyeceğim...

gitmeme izin ver elis.
bilmem kaç yüzyıl önce söylemiştim sana "inadımı yenemiyorum. yollar bir yüzyıl daha karla kaplı ve sana gelemiyorum" diye.

bahara aldanma diye söylüyorum. baharın karla kaplanmış olan yollardan açamadığı tek yol ikimizin gezegeni arasındaki yolmuş.

ayrılık üzerine ilk ve son dileğimdir.

                                                                           *                          


ve tüm bu parlamalar durduğunda kim bilir belki sonra plakta en sevdiğimiz şarkı çalar,
gülümseriz.






1 yorum:

  1. Sevgili Elis;

    "aklımdan çıkmıyorsun dedim.
    başka türlüsünü yorgunum anlatmaya" diyen Cahit Zarifoğlu'nun dizelerine sığınıyorum...

    "bazen birdenbire aklıma geliyorsun… öyle olsun istemiyorum, kasıtlı düşünmek istiyorum seni."

    "bana hissettirdiklerini seviyorum,
    sanki her şey mümkünmüş gibi,
    sanki, yaşamaya değermiş gibi."

    “birden
    nasıl yalnız olduğumuzu anladım
    kimseler yoktu ikimizden başka birbirine bakan..”

    "her an karanlığını giyinecek gibisin
    ne kadar uzun sürüyor
    ta içinden gözlerine gelmesi dikkatin."

    “ah! neden baktığım her yer senin olmadığın yer oluveriyor.”

    ''içimiz hep bir hoşçakal ülkesi.''

    "ne çok acı var."

    “evet hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye”

    "düştümse sana bakarken düştüm"

    YanıtlaSil