
gerçek şu ki seninle hiç konuşmak istemiyorum elis.
sen terkedilmiş bir şehrin lanetli bir hayaletisin.
beni boş bir gezegenin hayalleriyle zehirlediğin yetmedi mi?
gerçek şu ki en güzel hikaye yaşanmış olandı
ve sayende benim hiç gerçek bir hikayem olmadı.
beni milyonlarca ışık yılı uzaktaki bir gezegenin artık çoktan sönmüş olan
ışığıyla oyalamaktan bıkmadın mı?
çıplak ayaklarımızın ıslak çimlerde gezindiği yağmurlu bir günde
buluşmak isterdim seninle.
tüm küfürlerimi yüzüne tükürmek
beni içine aldığın sahte dünyayı yerle bir etmek isterdim darmadağın zihnimde.
evet haklıydı.
ne isimler kalmıştı artık ne yaşananlar.
yaşamın kendisi olmuştu bu lanetlenmiş gezegen.
aşık olunan tüm orospular kadar kalpsizdin.
binlercesinin seninle yatmak için sadece para vermesi yetmişti.
ama benim tek bir şevişme için tüm hayatımı bağışlamam gerekti.
hayır elis.
o kadın satıcısı gezegene geri dönmeyeceğim.
artık ben senden hayallerini satın almayacağım.
sen yaşaman için gerekli olan gerçekleri benden alabilmek için
bana yalvaracaksın.
evrenin tüm bilgi kirliliklerini çıplak ayaklarımdan
toprağa akıttığım o yağmurlu günde
evet...
benim de gerçeklerim olacak.
ve inan hepsini sana satacağım.
bir daha hiç geri almamak üzere hem de...
hayaletlerinle içini dolduramadığım zırhları sana armağan edeceğim elis...
yaşadıklarım gerçekti demeye layık bir hayatım olduğunda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder