
ayaklarımızdan o kötü anıları toprağa akıttıktan sonra hesabımız görülmüştü.
mesnetsiz bir benzetmeydi orospu oluşun elis...
* * *
yersiz değildi sana geri dönüşüm. fırtınalarım durulmuştu. geriye fırtınanın gölgesinin düştüğü o ev hala güzeldi.
evi toplamıştı sonra elis. ayrık otlarıyla sevişmişti bahçede biraz da. sanki tüm gezegen gölgeliydi. her yerde şövalyelerin , zırhların ve hayaletlerin mezarları; hiç yoksa kulaklara sinsice süzülen sesleri vardı. çünkü sesler kaybolmazdı. hava boşluğunda dönüp dururlar, günün birinde tatsızca kulağa çalınırlardı.
o kadar da yıkılmamıştı o ev. baktı da bir şöyle. yıkılmaya değecek bir deprem olmayışına üzülse mi bilemedi.
herkes kendine yakışan kıyafeti giyip gitmişti sonuçta. kimse çıplak kalmamıştı. gezegenin en çıplağı kendisiydi. belki de orospu olması bundandı.
sonuç herneyse de o kendine yakıştıramadıklarıyla mutluydu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder