bu mektup okuyan herkesin olsun. doğru yerde doğru cevaplar vermeyi kelimelerden köprüler kurarak değer vermeyi öğreniriz belki bir gün hep birlikte. sözcüklerle birbirimizi zehirlemek yerine...
teşekkür ederim,
* * *
Bir filme, un kurabiyelerine ve soğuk havalara dair-
"benim düşlerim, bana asıl gerçeklerden daha yakın… gerçekler ise, benim için yalnızca birer fantezi..." diego rivieara
“Bil ki hayal gücüme inancım olmasa bir adım bile atamam bu koca gezegende.” (Elis’e ruh eşinden)
Geç de olsa iki günde ancak bitirebilsem de “Stranger Than Fiction” adlı filmi izledim. Eski zaman Woody Allen filmleri gibi başlasa da sonrasında etkileyici bir hikayeye dönüşüyor. Filmi izledin mi bilmiyorum Elis?
Elis film izler mi aslında bu konuda da emin değilim. Gene de oradan bir sahneyi paylaşmak isterim. Kurabiyeler yapmayı çok seven cafe işleten kıza, adam elinde bir kutuyla çıkagelir. Kutuda bir sürü un vardır. Çeşit çeşit… Arpadan buğdaya vs. her türden un… Kız bunları bana neden getirdin diye sorar, adamın cevabı şu olur: “Sana bunları getirdim çünkü seni istiyorum.”
Son zamanlarda duyduğum en iyi cevaplardan biriydi bu. Çünkü hepimiz çoğunlukla doğru soruları sorabiliyoruz ama doğru cevapları genellikle veremiyoruz Elis…
Bu yazının amacı sana ne filmden bahsetmekti ne de karşına bir gün elinde un dolu kutuyla bir adam çıkarsa eğer sakın şaşırma demek değildi. İnsanların algı dünyalarına göre olmayan birine bayan hiç kimseye beni okuduğunu bildiğim için, dışarıda esen rüzgar, atıştıran yağmur, beni yazmaya itelediği için yazıyorum… Bazen kelimelerimizle varlık kazandırırız bazı şeylere… Yazdığım her bir sözcük seni soğuk havadan korur, gök gürültüsünden ürpermene belki engel olur diye… Bu gezegen çoğu zaman korkunç bir yer çünkü Elis…
Sana kelimelerden oluşmuş bir köprü kurmama izin verildiği için ben de mutluyum… Biliyorum ki Elis’de kelimelerle dünyalar kurabilir… her şey çok kırılgan her şey çok içten pazarlıklı buralarda… Sen de biliyorsun ben de…bilmek yetmiyor… Sen insanın içindeki bilgeliğin sesisin o yüzden yazıyorum…
"Bilgi Bilgelikle aynı şey değildir;
Mesela cam silmeyi bilirsin -
bilgelik bunu yapmaktır!" diyordu Nick Nolte bir filminde Elis.
Ne kadar çok yazmışım, ne kadar çok şey söylemişim bayan hiç kimseye sevgiler bay hiç kimseden…
“Muazzam bir tepe vardı karşımda uzun günler boyunca tırmandım karların içinden. Doruğa varınca tüm çabalarım umarsız uzaklıktaki bahçeleri görmek içinmiş gibi geldi bana”
Ben o bahçeleri görmekten mutluyum sevgili Elis…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder