12 Mayıs 2010 Çarşamba

Jonathan doğru yolda mı?




kuşlar gibiyiz biz insanlar. uçup uçup sıçıyoruz. ve sanırım hayatın tadı da böyle çıkıyor.

martı Jonathan vardı bir de. diğer kuşlardan hep daha başka uçmaya çalışırdı. sanırım hikayenin sonunda başına iyi bir şey gelmişti. bambaşka diyarlara ulaşmıştı kendince. ahhh yazık!

biz de hikayeyi okuyup "ah evet daha yüksekten uçmalıyız" diye gaza gelirdik.

ama bence Jonathan da sıçmış olabilir. kendini diğer kuşlardan farklı sandığı için bir an.

yani neticede hepimiz sıçan yaratıklarsak ne farkımız olabilir ki birbirimizden en fazla?

böyle de düşünce hiçbir esprisi kalmıyor ama...

"ben başka bir insanım" sendromunun bedeli yanılgı oluyor sanırım.

ve yanılgı geri verilen bir şey değil üstelik. hep sizde kalıyor.

ama yine de yanılmayı seviyorum.

yalnız küçük bir ayrıntı:

aynı şeye defalarca değil farklı farklı şeylere başka başka yerlerde.

bu dünyaya Jonathan olarak bir kere geliyoruz.

şöyle bir etrafıma bakıyorumda çoğu kişi uçmak için uçuyor sanki. dolayısıyla hayatımız hep aynı yerlerde, hep aynı tip insanlarla, çoğunlukla benzer şeylere kafa yorarak geçiyor.

bundan hicap duyuyorum işte.

bu kompozisyondan anladığım tek şeyse zaten hali hazırda uçuşta olduğumdur. sürekli değişen düşüncelerim ve duygularımsa kanatlarımdır.

çabuk sıkılmaksa çok diyar gezmenin sonucudur.

uçuş rutin hale gelince de günün sonunda yaşanan tek heyecan yorgunluk olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder