
çok yorgunum bugün.
kolumu kaldırmak için bile yüz bin atlı askerin yardımına ihtiyacım var. yüzyıllardır aynı manzaraya bakıyor hep aynı kitabı okuyormuş gibiyim. ama ne manzaradan alabildiğim bir keyif ne de okuduğum kitaptan çıkarabildiğim bir mana var. az sonra bir seyahate çıkacağım. bir milyon ışık yılı uzaklığında hayal gibi bir kasabaya gitmeyi planlıyorum. az sonra evet. üç bin yıl sonra. ya çok hızlı geçicek bu süreç her defasında olduğu gibi ya da gitmeyi beklerken yaşlandığımın ve eskidiğimin farkında olmayacağım.
parçalardan bir bütünlük oluşturmak mümkün mü? her bir parça başka bir açı değildi aslında. bir başkasının bakış açısı değildi o parçalardan bir "ben" oluşturan. ucu çok sivri olan o parçaların hepsi bana batıyordu hep ve sadece benim etrafımı sarmışlardı.
bunun içinden çıkmam için de başkasının bakış açısına ihtiyacım olmadığını anladım. bir bütün oluşturmakta istemiyorum başkaları mutlu olsun diye.
ama bunun içinden çıkmalı ve bir de ben bakmalıyım dışardan. nedir bilmeden kendilerini mutsuz hissettirdiğim insanları açısı? aynı manzarayı izleyerek yorulmaktan iyidir hiç değilse!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder